.
  DOSTLUK TARİF EDİLEMEZ
 
Yeryüzünde tarifi imkansız şeyler arasındadır dostluk. Dostluk, tarif edilemez, yaşanır sadece. Yaşar ve anlarız. Dostluğu tarif edemeyiz, bizzat sonuçlarına ve görüntülerine bakarak tarif etmeye çalışırız sadece. Kimisi için dost, dostluğu hak etmeyecek kadar çirkin ve karadır. Kimisi için de dost, yere göğe konamayacak kadar kutsaldır. Gerçek dostluğu da ancak içinde gözleri olanlar, yani YÜREK GÖZÜ olanlar ve her dem açık olanlar yaşar ve yaşatırlar. Gerçek dost hem yeryüzündedir, hem gökyüzünde. Siz nerdeyseniz dost ta ordadır. Dost nerdedir diye soranlara Yunus şöyle seslenir; "sorar isen dost nerdedir, nerde istersen ordadır, hem gönülde, hem candadır" Peki kaldı mı bu gerçek dostluklar? İsteyen için, evet kaldı diyebiliriz. Yeter ki onu gören gözleriniz olsun... Yeter ki onu taşıyacak yüreğiniz olsun... Hepimiz bir çok dostluklar yaşamışızdır. Karşımızdakini anlamlandırmadan, "niye" "niçin" demeden onu seçmiş, güvenmiş, inanmışızdır. Hani bir söz vardır "aşkın gözü kördür" diye. Bence dostluğun da "iki gözü kör". O yüzden görmüyoruz, görmemiz gerekenleri. Ve her "ben senin dostunum" diyene kanıyoruz. Bir pula, bir paraya, bir makama hemencecik satılan dostluklara "DOST" denilebilir mi? Hafta sonu alışveriş yaptığım markette anlatılanlar oldukça ilgimi çekti, çünkü dostluk üzerineydi konuşulanlar. Market sahibinin arkadaşı sürekli olarak "ben senin en iyi dostunum, bana sonsuz güvenebilirsin" diyormuş. Bu sözler o kadar sık söylenir olmuş ki, market sahibinin aklına bir cin fikirlilik gelmiş, "bakalım benim en iyi dostum mu" diye... Cumartesi günü oynanıp belli olan sayısal sonuçlarını öğrenip, aynı numaraları kupona yazmış. Birkaç tane de değişik kupon doldurup bayie yatırmış. Kuponları biraz da buruşturup, cebine koymuş. Bakalım benim dost bana kazık atacak mı? Her zamanki saatinde arkadaşı markete gelmiş, "selam arkadaşım, en iyi dostun geldi, nasılsın" diyerek... Bir iki hoş sohbet ve içilen çaylardan sonra "bana bir emrin var mı, bir dolaşayım" diye ayağa kalkmış en iyi dost. Market sahibi "yok, sağ ol" deyip uğurlarken dostunu birden elini cebine atmış "Ya dostum, ben bugün çok yoğunum çıkmışken şu sayısal kuponlarına da bir baksan" demiş sonra da eklemiş; "gel ortak olalım DOSTUM seninle. 10 YTL' lik kupon var, beşini sen bana ver şimdi ne çıktıysa ortak olalım" demiş. Dostu çıkarmış beşi vermiş, kuponları alıp gitmiş. Büfeye gidince cebindeki kuponları çıkarmış, sayıları okuyup tek tek işaretlerken heyecandan kalbi atmaya başlamış. Kupon tarihine bile bakmamış. Kuponun birinde tüm numaralar var. Tam bir trilyon... Hemen o bileti cebine saklamış. Diğerlerini eline almış, bir paket te sigara alıp dostunun yanına gitmiş. “Selam dostum, kuponlarına baktım, ne şanssız adamsın sen. Bir üçün vardı sadece, onun da parasını alıp sigara aldım. Aha diğerleri de burada gözünün önünde yırtıp atıyorum. Al teselli olarak da içinden bir tane alıp bu koca paketi sana bırakıyorum" demiş. Market sahibi; "Benim en büyük şansım senin gibi DOSTUMUN OLMASI" demiş. Dostu izin alıp, dışarı çıkmış.Market sahibi de olayı bilen beş arkadaşını yanına alıp takibe başlamış. Dostu hemen bir bankaya girmiş, cebinden kuponu çıkarıp müdüre, “Bana bir trilyon çıktı" demiş. Müdür ve banka personeli heyecanlanmışlar. Hemen piyango dairesini aramışlar, oradan yetkili gelmiş bankaya. Bu arada market sahibi 5 arkadaşı ile bankanın karşısına dizilmişler. Piyango yetkilisi gelmiş, kuponu almış bakmış ki, numaralar 2 gün önce çıkan numaralar. Herkes suratı asık bankadan çıkmış. En sona bizim "EN İYİ DOST" kalmış. Bankadan çıkmış, kafasını kaldırmış ki dostu karşıdan ona bakıyor. HEY EN İYİ DOSTUM, DEĞDİ Mİ! PARAYI BULDUM SANIRKEN DOSTUNU KAYBETTİN. İşte dostluk tarif edilmiyor, yaşanıyor. Her Gününüz Güzel Olsun.

 
  ziyaretçi 5720 ziyaretçisiteye girdi  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol